- e-mail

 

 -

   EVREN-1

 -

 LiveInternet.ru:
: 25.11.2008
: 316
: 59
: 505

:


- " Ѩ".

, 03 2009 . 22:49 +
975-343-440-5_s  -Ѩ (90x132, 2Kb)
.


, "NART BOYU TÜRKLERİ HUN-KARAÇAYLILARIN ATA SÖZLERİ". /"NART SÖZLE"/. . "KAYNAK", ,2007.



Urakın. URAK. Atak. Hücüm.
Urunçak. Girişken. Efendiliğini yerleştirme çabasındaki kişi.
Uraklarğa.Saldırıya geçmek.
Ürençek. Artık bırakamayacak kadar bir şeye alışkın kişi.
Alabuluk.Mavi temelli çeşitli rengi göz,
Köksül.Açık eflatun rengi.
Kök.Gök. Mavi renk.
Köksıman.Solgun mavi renk.
Temir betli.Koyu gri renk.
Tutunçak. Kale duvarında kolay tırmanmak için yapılan, iç savunmanın hareketini kolaylaştıran tutunabilecek oluşumlar.
Sarı.Sarı.
Cez betli.Kırmızı kına rengi.
Kızıl.Kırmızı.
Caşil.Yeşil.
Caşilsıman: Yeşile çalan.
Çubar. Karışık noktacıklardan oluşan renk.
Talğır. İzli.
Kantor. Koyu bordo rengi.
Aksıl. Süt kafve rengi.
Ak. Beyaz. Süt ürünleri.
Aksıman. Beyaza çalan. Kirli beyaz.
Kara. Siyah.
Koyköz betli. Açık kahverengi.
Mor. Koyu kahvrengi.
Cer betli. Kirli gri rengi.
Kaur. Solgun renk.
Aur köksül.Eflatun ve bordo içerikli renk.
Sarısıman. Sarıdan süt kahvesine çalan renk.
Kızılsıman. Kırmızıya çalan.
Çubarsıman. Karışık noktacıklarının az görüldüğü renk.
Talğırsıman. İzliye çalan renk.
Terilçek. Saf, tekrar tekrar aldatılan ve yaşadıklarından ders alıp yeni davranış oluşturmayı başaramayan insan.
Aur kantor. Koyu bordo.
Alındıu. Alınçak. Hemen kızıveren insan.
Carık kantor. Açık bordo.
Karaldım. Açık gri rengi.
Kergiç. Yün kumaş ve başortü kurutumunda kullanılan gerici tezgah. Cerrah aleti.
Kirilçek. Sokulgan, girişken, başarılı davranış oluşturucu. Gernellikle dolandırıcı kişiler hakkında söylenir.
Kauran. Güneş çarpması hastalığı.
Kuuk. İdrar torbası.
Kindik. Göbek.
Öbge. Akciğer.
Baur.Karaciğer.
Bilinçek. Her şeye kulak diken olumlu veya olumsuz her tür bilgiye meraklı çocuk.
Buulçak.Bazı yut ma problemleri olan insan.
Berinçek. Vermeye alışkın, eli, kalbi, ruhu açık insan.
Cabışmak.Yapışkan. Yapıştırma.
Caydak. Eyersiz at.
Barlık. Varlık.
Kiri. Büyük mal varlık.
Üy kerek. Ev eşyası.
Kerek. Küçük mal varlık. İhtiyaç. ş aletleri.
Külümçek. Her şeye mizahla yaklaşan kişi. Sebepsiz gülen çocuk.
Mal. Hayvan.
Çay. Sakin büyük nehir.
Koban. Dağ nehri.
Terk suu. Gemi, kayık yüzdürebilecek su(nehir,deniz).
Ağarsuu.Engel üstü akan su. Şelale.
Suu sekirtma. Şelale.
Arık. Dere.
İlipin. Sulama amaçla kazılan yapay derecik.
Ircı ilipin. Su tutan ve sınırı belirleyen yaray dere.
Çaylı çat. Nehir kıyısı bölgesi.
Çaylı. Nehir kıyısında yaşayan.
Calınçak. Yalaka.
Tennizli. Denizli.
Süyümçek. Her kese sevgiyle yaklaşan temiz kalpli insan.
Tüyümçek. Düğüm.
Korunçak. Kendini sıkı koruyan, her tür laya karşı açık tepki vermeyen, " beni ısırmayan yılan bin yıl yaşasın" der gibi yaşayan, kalın kalpli kişi. İkinci manası: düşman işgali sırasında acilen oluşturulan yetersiz savunma sistemi.
Kalançak. Kalannı. Taşdan yapılmış avlu duvarı.
Allançak.Çabuk karar veren ve harekete geçen kişi.
İyilçek. Her kesi efendi bilen, gururu çökertilmiş kişi.
Uzalçak. "Eli kolu uzun" denilen, arkalı kişi.
Tayançak. Sırtın yaslanabileceği yer veya insanlar.
Tiyimçek. Tiygiç. Tiek . Çocukların okutma sırasında göstermek amaçlı
kullanılan süslü sopacık. İkinci manası: Dokunucu sözlü insan.
Tirilçek. Sıkça "düşen" yine de "ayağa kalkmayı" başarabilen kişi.
İlinçek. Tuttuğunu koparan kişi.
Salınçak. Uzun bileşik dallı bitki.
Nart. Çatı. En üst. Süslü çatı.
Örneğin: "Nartda-oyum, üyde-toyum" (çatıda kesme süsleme, evde bolluk). "Oyma" kesme kırma metodla yapılan resimdir. "Oyum" ise "fikir" manasında bir kelimedir. Burada uyum kurallarına bağlı olarak "toyum" sözüne kafiye oluşturmakta ve "oyum" şeklilde "oyma" manasında gelmektedir. Eski Türk dilinde bu tür değişim sıkça kullanılır.
"Nart" aynı zamanda Hun üst düzey asiliyetin (Huyan (Koyan); Süybu (Süyba); Lana (Lanı); Siolin (Sanbsençen) soylar kitlesinin boy ismidir. Bilinen Hun boyları: "Nart"; "Sya"; "Syanbiy"(Tanşihaylı); "Oğuz".
Tohalanma: İşlemeyle süslenmiş yapıta "tohalannan" denir. Askeri zırh giyme de bu sözle anlatılmıştı. Örneğin: "Oy er degen kübe-koruk tohalanır, oy kız degen dariy-damha coharlanır." (Oy erkek dersen zırh, kalkanla süslenir, oy kız dersen - ipek "damhayla" şahaneleşir). "Damha" günümüzde türü belirlenemeyen bir eski kumaşın ismidir."Cohar" "şahane" demektir. "Coharlaşır"(şahaneleşir) kelimesi ancak esprili konuşmada kullanılır).
Kıyamut: Büyük savaş veya doğal felaket belası.
Kıyamıt: Kışın en soğuk zamanı.( "Kış kıyamıt" kışın en soğuk zamanı olarak söylenir. "Kış çille" de aynı manayı taşımakta. Günümüzde "kyıamut" ve "kıyamıt" kelimeler karıştırılmakta ve her iki manada da kullanıla bilmektedirler).
Boza. Arpa unu ve buğdaydan ypılmış içki.
Çağır. Rakı.
Sos taş. Soslan taş. Granit.
Sos uruk. Granit parçası.
Keşene. Yerüstü taş mezar.
Tanrıcılıktan gele gelen gömme törelerine göre (kurgan) Eski Türk'ler (Lana kitlesi olarak bilinmekte) ölülerini dağlı şartlara uyum sağlayarak, yer üstü taş mezarlara gömmüşlerdi. Bunların tarihte "Kaplamalı mezarlıklar" olarak bilinen mezarlarla çok ortak yonü bulunmakta. Nart -Karaçaylılar'ın ataları "Küçük Göç" (M.Ö.6-5 asırlar) sırasında Batı'ya giden bir Hun kitlesi olarak, Kafkas önü ve dağlarında tutunmuş ve İç Asyadaki toplumsal ilerlemeden yoksun kalarak, eskiden bildiği törelerini korumaya devam etmişti. Eskidense çöllü Hunlar mezarlığın üzerinde kum dağlığı oluşturmuşlardı. (tarihi ismi "kurgan").
Casarık. Süs.
Hınç. Ağır karakter. Ağır ruh.
Gür. Kuş seslenişi. Çoklu ses. Ata sözünde "kırlangıcın sesi" anlamıdadır.
Süzülgen altın. Eritilip temizlenen altın.
Oka. Altın dantel.
Takğıç. İki mana taşır: "Giysi askısı" ve "engel". Atasözünde "engel" anlamında gelmektedir.
Kakğıç. Çırpıcı alet (sopa) yün işlenesinde kullanılır.
Cuurt. Yogurt. Eski söz.
(Nart-Karaçaylılar'ın süt ürünleri:
"cuurt"-kaynatılmış, mayalanmış sütten yapılır;
"ayran" cuurtun karıştırılmış hali;
"susab" ayranın sula karıştırılmış hali;
"tuzluk" cuurtun tuz katılmış uzun süre soğukta bekletilmiş hali;
"kaynağan ayran" karıştırılmış yogurtun sıcakta bekletilmesi sonrası gazoz haline gelmiş içecek.Mide mikrobik ve soğuk algınlıklara karşı kullanılan eski bir tedavi ürünü;
"kurt ayaran" cuurtun süzülmesinden sonra topcular şeklinde kurutulmuş hali.;
"bışlak" peynir.
( Yapımı: koyun midesi kurutulduktan sonra yogurt sıvısında bekletilir onunla da süt mayalanır).
"Bışlak" şu türleri içerir:
"kum başlak"- form verilmemiş saf peynir;
"gıbıt bışlak"- Koyun tulumundan yapılan kapta, özel tatlı, formlu peynir;
"sıkma bışlak" yumuşak serbest formlu tuzssuz veya az tuzlu peynir (kahvaltılık);
"kurt bışlak" peynir toplar. Yazın kurutulur ve uzun süre bozulmaz. Uzun yolculuklar sırasında kullanılır;
"tatıran bışlak" bitkisel harç koyulmuş tuzlu, biberli peynir.
"üşügen bışlak" yapıldıktan hemen sonra eksi derecede tuzlu suda bekletılen donmuş peynir. Eridikten sonra küçük topcuklar halınde dağılır, "hıçın", "bışlak bişirgen", "begene","suu börek" yemeklerin yapımında kullanılır;
"tuzlu bışlak" Sıkı tuzlanan ve örgü şeklinde kurutulmuş peynir.
Cumuluk. Yerinde duramayan, her an koşmaya meyelli, hızlı yürüyen manaları içermekte. Atasözünde hızlı at anlatılmaktadır.
Şam. Şan.
İlişan.Nişan. (Örneğin: "canıuar esen'a ilişanna salıb atma koy, sauluk maral esen da emçeginden tarma koy". (canavar isen nişan alıp vurma imkanını tanı, sağılacak geyik isen da memeni sağma imkanını ver) (Kaynak: şarkı-efsane "Biynöger").
Teyri. Tengri. Tanrı.
Caya. Büyük yay. Arbalet.
Kon-kon. Bir türlü yerli lamayan kişi, devamlı uçup duran kuş, gezginliğe kendini kaptırmış adam.
Hathu. Göhüs. (eski söz).
Tulak. Alçaltıcı el işareti.
Kısha kısar. Manası bulunduğu cümlenin anlamına göre değişir. Hızlı halleder, cimriler, az zaman tanır, Net ve hızlı karar verir vb. benzer manalarda kullanılır.
Kelbet. Görünüş, görkemlilik. İnsanın ve yerin tanımlanmasında kullanılır.
Ay-hay. Hay-hay! "Keşke", "Tabii ki" anlamında kullanılan sözurumdur.
Söz urum. Konuşma tarz. Aynı zamanda kendinin özel anlamı olmayan, diğer sözlere destek sağlayan takımların ismidir. "Ay-hay", "Ah","Ou" gibi aracı sözler "söz urum" olarak tanımlanır.
Nay-nay. Bu bir söz urumdur, özel anlamı yok, fakat kullanıldığı cümlede "serseri ve bol konuşmalı kişi" anlamında gelmektedir.Doğru dürüst fikrini anlatamayan, konuşma ve düşünce imkanları kısıtlı insanlar, ihtiyarlarlar bu sözle tranımlanır.
Öz. Her şeyin özü. Kişilik. Soy gelenek kültürü. Syanbiy boyu Türkler'inde "ben" anlamında kullanılır.
Közcanmaz. Kişiliği yetersiz, isteksiz, hedefsiz, hamur özlü denilen kişi.
Tıyın ton. Kürk montu. (eskiden genellikle tilki ve samur derisinden yapılmıştır).
Kucurur. "Kucur" sözden oluşur, tuhaflaşır manyı taşır.
Kuturur. "Kuturğan" sözden oluşur ve "kudurur" anlamını taşır.
Kaç ber. Gülümse, hoşgörüyle karşıla.
Can karma. "Canını karma" olarak günümüzde kullanılmakta. "İntihat et" anlamındadır.
Kerekli. Kafayı üşütmüş kişi.
Gagaybaş.Kibirli, az bilimli, kendi aptalca tutumunda ısrarlı, inatcı kişi.
El sarkar. Atasözünde" Halk acele toplanır", "köy akın eder" manada gelmekte. Bağlı olduğu cümleye göre manası değişebilmektedir.
Kan çeriünü kaytarır. Bir şeyden çekinmez, sıyırılır, utanmazlığıyla başarır anlamındaki eski söz.
Genca. Asil at cinsi. (Günümüzde dünyaca ünlü "Karaçay At").
Kantor. Asil at cinsi. (Günümüzde "Karaçay At" olarak dünyada bilinen at cinsi).
Toru. At cinsi. ("Karaçay At")
Suucorğa. Yarışcı cinsi at. (Günümüzde Karaçayda üretilmekte).
Çömeltayak. Boumerang.
Hoynuh. Küre.
Cora. Yorum.
Kuum. Bir fikrin yönlendirilmesi.
Küy. Hun asil soylarının unvan tanıtımı olarak kullanılan isim takması. Örnek: Hun-Kaaçaylılar'da "men anı küysünmeye"(ben onu asil saymıyorum), Balkar Türkleri'nde "küysüz" (soysuz) biçiminde korunmakta.
Asüek biy. Han soy. "Beyaz kemikli prens" olarak çevrilir. yüksek pren soydan kişi.
Biy. Prens. Üst düzey asiliyetin temsilcisi.
Hıyanat. İhanet.
Kütey. Sürüuçü. Çoban.
Kündeş. Kuma.
Kantar. Kan davanın tarafları. Örneğin: "Eki tukum bir birine kantar boldu, tuuğan-tuuduk bir-birini tartar boldu"... (İki soy kan davalı oldu, genç nesilleri birbirini cevaba çeker oldu). ( Kaynak: "Karahan". Nart Masalları).
Tiş tururğa. Dimdik durmak için.
Asıu. Teselli. Hoş.
Salauat. Salaati münciye.
Orayda. Çok sesli koro melodisi, şarkısı. İsmi "ejiü".
Bayra. Amazon. Genellikle erkeksi kız çocukları azarlama sırasında dile getirilir.
Tiş ce. Cer cer. Cek. Közkörmez. Gurbet.
Çırahtan. Meşalenin yerleştirildiği yer.
Ahtarıu. Bir işikesin sonuca ulaştırmak. Örnek: "kanın ahtarsan da uyalmaz".
Berne. Damadın akrabalarına gelin tarafından düğünde verilen hediyeler. (Bu töre Çin prensesini vergiyle birlikte Hun şanüyuna gelin olmak üzere getirildiği dönemlerden (M.Ö.3-1 asırlar) kala kalmış ve Karaçaylı Hunlar'da korunmaktadır).
Casama. Aplikasyon. Bir kumaşın, metal veya dğer maddelerin üzerinde ypılmış kaplama süslemesi.
Casamma. Süper şik giyinmiş kişi.
Casarık.Değerli metal ve taşlardan ypılmış süs. (Eskiden- göhüslük, kemer, küpe, kadın süslü şapka, tarhlık ayakkabıları, yüzük, bileklik, kuuluk (uuluk), übürçek (süs sandıkcık), erkek kemerler, göhüslükler (hzırlar), süslü tabaklar, at süsleri, soy damgaları vb).
Hagok. Zevksiz, fakat pahalı giyinen kişi.
Kadama. Arka daki kuvvet. Savaş sırasında yandaş desteği. Özel sdavranışlarda "o bana arka" gibi anlamda kullsnılır.
Tamır. Kök. Bitkinin kökü. ( Halkın tarihi mazisi anlamında da kullanılmakta. Ayrıca bulunduğu cümlenin manasından etkilenerek anlamını değiştirebilen sözdür ve soyut tarza uzanmaktadır).
Sırkıu. Şımarıklıktan huyu bozuk çocuk, genç, delikanlı.
Bögek. Cesur aynı zamanda fiziksel anlamda kudretli. (Halkına sahip çıkan, kendini feda eden kişilere "bögek" denilmiştir. Örnek: "Seni bşına çıkğanla-bögekle bla cigitle"...(senin tepene tırmananlar cesur kudretliler ve yiğitlerdir). (Kayanak İ. Semenov. "Minni Tau" (Elbrus) şarkısı.
Bölek. Grup. Topluluk.
Halpama.Arpa ve mısır unu karışımından yapılmış hamur topcuklar yemeği.
Çapçan. Büyüklerin hizmetinde bulunan çocuk. Çoğunlukla haber gönderme, davet etme gibi hafif görevlerde kullanılmışlardı.
Turu. Herkesse açık. Göz önünde. Hayvanın çiftleşme dönemini da tanımlar. Örnek: "genca baytal turu bolsa genca acir kuru bolmaz" ( Burada "turu" ( herkese açık) kelimesi "çiftleşme dönemi" anlammında gelmektedir). (Kaynak. "Nart Sözle").
Temirçileü.Vuruş öncesi ypılan saldırı tehditinin fiziksel yansıması.
Kemirçileü. Haksız suçlamaya karşı suç duyurusunda bulunmak ve haksız tarafı suçlu çıkarmak. Davacını davalı konuma düşürmek.
Cetimli.Varlıklı, eksiklik hissedmeyen aile, kişi.
Saklık., Çek, Ircı, Cağalık,Kazaklık. Sınır.
TÜRLERİN AÇIKLAMASI:
"Saklık"- ağa bölgesi sınırı;
"Ircı"- toprak sınırı;
"Caklık"-savaş sonrası devlete dahil edilen bölgeleri de içeren ortak sınır; "Çek"-devlet sınırı;
"Cağalık" devletin su sınırı;
"Kazaklık" - düşmana engel oluşturan kazılmış kanallar şeklindeki sınır.
May. Bu söz mitolojide "Dolay" Teyri efsanesinde bulunur. Bolluk ve hayvancılığın verdiği süt ürünleri manaları kapsar. Yağ, bal ceviz vb. karışımından yapılmış tatlı.
Aytar. Birisinin veya topluluğun sözlüsü.
Kıl üsünde olturur. Rahatsız hayat sürdürür. (Rahatsız dönem yaşar).
Kılıçha kılık kıyğan. Kılıç kullanımında süper uzman, cesur savaşçı veye her an kavga yapmaya meyelli ve gösterişli zafer arzulayan kimse harika teknikli asker.
Ebindir usta.İşinin tam uzmanı, unutulmayacak usta.
Kağanak. Yeni doğmuş bebek.
Ağanak.Yer altı sudan etlilenen ıslak toprak veya kayayı ıslatan az akan su.
Kayboran. Şaytan cel. Hortum rüzgarı.
Kaylık bolur. Hortumun verdiği zarar niteliğinde zarar görür.
Uluul cel. Sıcak çöl rüzgarı.
Hayğa çabarğa. Kötü haber alarak halkın akın ettiği yere koşmak.
Hay hapar. Bela haberi. Kötü haber.
Kağa atıb caşağan. Başkaları vaatlerle kandırarak sırtlarından geçinip giden kimse. Dolandırıcı.
Cepe. Celpelik, Cellik,Uğou, Celpegey. Yelpe türleri.
Selpe.Bal çibin. Kağıbal. Arı. "Kağıbal" diye eşek arısı da tanıımlanır
Tiranniç.Tirellek.Tirisüek. Tiricilik. Tirekbel. Dirençli, dayanıklı, ısrarla direnen kişi.
Saucilik. Saubitgen. Deü. Fiziki olarak kudretli kişi.
Otcanmaz. Huzursuz. Sıcaklığı olmayan aile, kişi. yürek.
Ohdeük. Karamsar, hep oflayıp duran kişi.
Tarköl. Gıptalı kişi.
Takırköl. Ağlamaya meyelli, nazik ruh yapılı insan.
Hayısölemez. Her şeyi kötü tarafa yorumlayan insan.
Tigilirge. Ölürğe. Aniden fenalaşarak düşmek. Yukarıdan aşağıya ölümcül darbeyle düşmek.
Auruhsunnan. Halsizleşen,hastalanmaya başlayan, rahatsızlanan.
Keriuan. Kervan.
Keram. Aura. Satürn gezegenin ismi.
Keramat. Yayılan nür. ( Örnek: "Sanna Allahdan nür keramat açılsın,!".sana Allahtan nur aurası yayılsın) ( Kaynak: Karaçaylılar'ın Halk Duaları).
Cek bolğan. Yabancılaşan. Dışlanan, halkından kopan.
Cek adam. Cek. Yabancı.
Cek cer. Tış cer. Gurbet.
Körük. Körük.
Üyüretirge. Çoğaltmak.
Üyürlü. Evli adam.
Üylü. Evli kadın.
Cantok. İyi yürekli, saf, temiz kalpli insan.
Candoh. Deli de denilemeyen fakat biraz çatlak kişi.
Bolmaz hapar. Fantastik haber. Uyduruk haber.
Sınauç. Sınauçu. Denetimci.
Buuçar it. Asil cinsi kurt avında kullanılan köpek.
Koyunduk(Koyundak). Süs köpek.
Callıcalka (it). Avcı köpek.
Sakkulak (it). Bekçi cinsi köpek.
Samır (it). Avlu köpeği, sürü korumakta da kullanılır.
Mırdı, Batıul. Kömüül. Batajklık.
Kumtartar. Cuthun kum. Battırıcı, içine çekici kum.
Kar üzülgen. Tepelerden akın eden mahvedici çığ.
Taş üzülgen. Dağlarda kaya ve taş dökülmesi.
Cuthun suu. İçine çeken derin su.
Cuthun küç. Üstün güç.
Cuthub adam. Her anlamda kudretli, düşmanına haddini bildirebilecek kişi.
Köl cazğan. Teselli eden.
Çaçayırğa. Yemeğin ters boğaza gittiğinden öksürmek.
Kabak. Mahalle. Küçük kasaba. Bir akraba toplulğun (soyun) toprakları.
Tıyalçak. Durdurabilen, durdurma imkanları olan şahıs veya yapıt.
Suu tıyğıç. Suu buruu.Suu ıhtırık. Suu beginme. Suukeser huna. Su engeli türleri.
Tamızık. Ateşi yakmak için hazırlanan küçük ince ağaç parçacıklar. (Günümüzde ateş yakmak için kullanılan petrola da "tamızık" denir).
Teriltiü. İnsanı olmayacak bir işe, davranışa inandırarak sürüklemek ve kandırmak.
Tuar. Büyuk baş evcil hayvanların toplu ismi.
Mal. Tüm evcil hayvanların toplu ismi.
Mülk. Kiri. Mal varlık.
Uak ayaklı. Küçük baş evcil hayvanlar.
Canıuar. Vahşi hayvanların toplu ismi.
Irnık . Vahşi. Yaban.
Kurt-kumursha. Böceklerin toplu ismi.
Sürkelgenle. Sürüngenler.
Cırthıç. Yırtıcı.
Terilmez. Kandırılmaya elverişlilik göstermeyen sağlam tutumlu kişi.
Abındıu. Şanssızlık yaşayan, yalnışlarını tekrar tekrar işleyen kişi.
Abınsız. Sağlam düşünce ce kişilikli. yanlışından ders alan ve tekrarlamayan kişi.
Ginaz. Prens.
Terkni terk kaytarır. Çok sayıyı çok sayı çevirir.
Terk. Çabuk. İkinci manası-"Çok".
Tul-tuban. Sayısız çok. Anlatılamaz çok.
Kötlek. Şerefsiz.
Koduçu. Hanın, ağanın, beyin halka bildirisini duyurucu kişi.
Mığır. Mırıldayıp duran hiç bir şeyden hoşlanmayan kişi.
Köme. Kızamık.
Oyma. Ağaç, taş, kemik, metaller üzerinde kıyılarak yapılan resim türü. (relyef, barelyef, gorelyef).
Sokmak. Kardaki patika.
İlleük. Ottaki patika.
Kıyau. Yetersizlik, eksik, hafif sakatlık.
Totur. Enerji. (Örnek: "Sausar totur -Teyriden, cansar bala-belinden"(canı canlandırıcı enerji Tanrı'dan, candan bölünen yavru belinden). (Kaynak: "Nart Mitolojisi" "Teyri duala").
"Sausar totur" günümüzde tamamen kullanım dışı bulunan "tüm canlandıran" manadaki eski sözdür, "cansar"(candan bölünen) ise bir erkek ismi olarak dilde bulunmakta, fakat konuşma dilinden çıkarılmış bulunmaktadır.
Sausar totur. Canlandırıcı enerji.
Cansar. Candan bölünen. Erkek isim.
Toturlu adam. Enerjili insan.
Çağır. Rakı.
Şamtutar. Ünlü, şanlı kişi.
Küyeşe. Kıpçak. Kipçak.
Küyşe. Kipçak' esprili hitap.
Çiyşe. Olmamış,pişmemiş anlamında bir şaka.
Tınnı. Sessizlik. Tam sessizlik.
Kınnı. Durmuş zaman. (Örenek: "Caşau-kınnığa, canın-tınnığa"). (Kaynak: "Nart Sözle" Karaçaylı Hunlar'ın Folkloru).
Buğoy. Ömürlük buzların arasındaki çatlak ve derinlikler. Kalenin savunma sistemindeki ateş pencereleri.
Çabır. Kaba deriden yapılmış köle (iş) ayakkabılar.
Sakkın haua.( kalın "k"yla söylenir). Sabit hava durumu. (Örnek: "sakkın haua saklık colun tutdurur, ayak ıznı tuban çalıu cutdurur"... (sabit hava durumu huduta yol tutulmasını sağlar, ayak izleri de duman çalgıları kaplar). (Kaynak. "Peliuan" masalı. "Nart Tauruhla").
Çuruk. Kaliteli deriden yapılmış güzel ayakkabılar
Başlı çuruk. Erkek çizmeleri.
Uyuk. Keçeden yapılmış, kara dayanıklı, kalın çizmeler. (Rus Türkleri'nde "valenki" olarak bilinmekte).
Tizme çuruk. Süslü kadın çizmeleri.
Messile. İbadet ayakkabılar.
Çarık. Hafif yazlık kadın ayakkabılar.
Gabba. Gecelik ayakkabılar.
Çabba. Çocuk ayakkabılar.
Işım. İş sırasında soğuktan korunmak için çabır üstü giyilen. dize kadar uzanan deri veya örülü kaplama.
Şat ışım. Değerli hammaddeden ypılmış dizaltı kaplama.
Kablauçla. Tabansız arka tarafı açık terlikler. "Kablauç"un diğer manası-"kaplayıcı".
Tarhlık. (Tarhlıkla). Asil kadınların ve gelinlerin giydiği boy uzatıcı süslü değerli ayakkabılar.
Karan cer. Bitkisiz, kısır yer.
Karan alam. Gökteki aydınlatılmamış alanlar.
Tör. Baş köşe. Köşk.
Cırmaç. Elbisenin belindeki fermuar yeri. (eskiden düğmelenmişti).
Çarhı oynar. Dirilir, hareketlenir, kuvvetlenir.
Dannıl tüz. Yarı çöl.
Kum tüz. Kumlu ova.
Kuu tüz. Çöl.
Cıymıç. Biraz cimri, toplayıcı kişi.
Cıyğıç. Giysi dolabı yrine duvarda yapılan derinlik.
Canıu. İş başlangıcında kolları sıvalama ve hazırlanma işaretini anlatır.
Şoğay.Kısa süreli tanınan arkadaş.
Coyum eterge. Harçama yapmak.
Kırğıy kuş. Dinozor kuşu. Yırtıcı kuş.
Sipi çıbık. Çocukları korkutmank için okulda kullanılan ince sopacık.
Kırça. Eski erkek ismi. Şu anda kullanım dışı bulunmakta.
Karça. Erkek ismi. ("Deşt-i-Kipçak " devletinin Moğol ve Moskovya tarfından parçalandığından sonra, Türk asiliyeti sığınacak topraklar aradığı döneminde (M.S.14 asr.) önder olmuş ve halkını Güney-Batı kağanatından Küzeye (Küzey Kafkas) getirerek, yerli Türkler'le birleştürmiş ve Kafkas bölgesinde Türk hakimiyetini güçlendirerek, çarlığın "ruslaştırma" politikasına karşı direnişli kitle oluşturmuştu. Kırım Semenderler'den olmuş. Milli kahraman sayılmakta).
Tepleüç: Pres. Baskı aleti. Ağırlıkla baskıyı birarada oluşturucu alet. (Ekiden yün ürünleri işlemesinde kullanılmıştı.
Mindeüç. Ağaç, taş, deri, metaller üzerinde tabloyaparken veye dikerken kullanılan alet. Küçük parçacıklar kopararak şekil verilmesini sağlar.
Tuaylau. Av sırasında köpkleriönlendirmek için çıkartılan sesler.
Buu uularğa. Geyık avlamak.
Bualarğa. Yakalamak.
(Bu söz çok eskidir. Günümüzde her tür mana içim "tutarğa" sözü kullanılmakta. Fakat bu manayı taşıyan diğer sözler de vardır. Örneğin: "bualarğa" sözü sadece av hayvan hakkında söylenir, insana karşı "tutarğa"(tutmak) denir, "cağalarğa" sözü ise hukuki dilde kullanılır)
Buala. Anjin.
Cağalarğa. Yakalamak.
Cırık. (kalın "k"k). Hafif kesik. Isırık.
Cırık. (yumuşak "k"). Tohumların üzerinde oluşan kök belirtileri. ( örneğin patetes toprağa gömülmeden de uç verebiliyor vb).
Kıjğıl. Üst üste, karma karışık, çok sayılı, tedirgin veya kızgın topluluk,. Genellikle sinek, böcek, küçük hayvanlar ve düşman güçleri hakkında kullanılır.
Calka kaldırırğa. Karşı koymak. Satıraltı tercümesi-"yele kaldırmak". "Baş tutmak", "yüz tutmak" sözlerin manasından daha da fazla tepkiyi ifade etmektedir.
Terk Başı. Günümüzde "Terek" olarak bilinen çayın başlangıcı topraklar. "Terk Suu"(Terek) Türk Karabulgarların ana topraklarının içinde olmuştu. (15 asıdan Birinci Rus-Kafkas savaşına dek, kısım kısım "Terek" bölgesi tamamen Türk Bulgar, Kumanlar'dan koparılmış ve Yunan bağlılığından Osmanlı donanmacı Gedik Ahmet Paşa tarafından koparılmış, kısmen Osmanlı'ya götürülmüş, kısmen de Küzeye doğru yayılan, "Adığa"(Çerkes, Kabartay, Ubıh) aile boylarına, Rus çarlığı tarafından, yandaşlık ve hizmeti için verilmişti. (Tarihe ismini yerli Kafkas Türk ler'le şiddetle savaşarak yazdıran Bekoviç Çerkasskiy isimli Kabartay, Rus çarlığının bile kabul edemediği gaddarlığıyla ismini Türk şarkı-efsanelerine de taşıtmıştı).
Ebin hazırlarğa. Temel hazırlamak. Atasözünde "terbiye yöntemi hazırlamak" anlamında gelmektedir.
Ebin eseblerge. Durumu inceleyerek gerçekçi bir kararla hedef ayarlamak.
İşni ebin bilgen. İşin özünü bilen.
Ebin. Her şeyin özü, temeli.
Ebsiz. Özsüz. Tuthuçsuz. Hıleü. Özsüz kişi. ("Hıleü" kelimesi "yumuşak, formsuz" anlamında da kullanılmakta. Örneğin: "hıleü tılı boldu" (fazla yumuşak hamur oldu).
İşlenmegen. Yontulmayan. Terbiyesiz.
Conulmağan. İlkel durumdaki kişi. Temizlenmemiş, üstü kesilerek düzeltilmemiş ağaç.
Kıntıymaz. İnatçı, kendi kararında ısrarlı, sıkça yanlış yapan kişi.
Kınsız. Kınsız. Kını olmayan. İnsana karşı "sınır tanımayan" manada kullanılır.
Kıl. Set tüy. İkinci manası-"yap", "gerçekleştir".
As. Alan ve Sarmat halklarının birleştirilmiş ve kısaltılmış ismi.
Taban kerirge. Kaçmak. Acele uzaklaşmak. (Genellikle komik durumların anlatılmasında kullanılır.
Taşkıyar.Taş üzerinde resim işleyen usta.
Temirkıyar.Demir üzerinde resim işleyen usta.
Ağaçkıyar. Ağaç üzerinde resim yapan usta.
Ağaç usta. Ağaçtan ihtiyaç gereçleri yapan usta. (marangoz).
Temir usta. Demir aaraç-gereçleri yapan usta.
Ilıhtın. Büyük ve kalın sopa.
Sırmahan. Kadın ismi. Atasözünde dedikoduya düşkün kadın anlamında kullanılmıştı.
Callı. Kurtların sürü hali.
Börü.Kurt.
Mulhar. Hayvanın yemek artıkları (Kuru ot, yeni ot).
Cen. Giysi kolu. Kan akraba. Örnek: "etim -cennim cok kimge baş salayım"... (kan akrabam yok ki kime yaslanayım).
Cekli. Cekçi. Yabancı insan.
Tıbınçı. Kaba iplık yapıcısı.
Tartma. Eskiden lastik yerineiç giysilerde kullanılan ip.
Culğuç. Kımğıç. Gudu. Sipikol. Sipi. Hırsız.
Kelepen. Cüzam.
Çuubaş. Beynini yerine suyu var der gibi şahıs.
Tarbaş. Küçük dünyasının sınırlarını aşamayan, eksik bilgili ve görüşlü zavallı insan.
Celbaş. Başında cereyan esen, hiç bir tecrübe kazanamayan, yanlışı bol kişi.
Skandarbek. Halk oyyunu.
Alaugan. Hun-Karaçaylılar'ın halk kültürüne yansıma hakkına layık görülmüş, bir Hun Kazanova'sı. Ünü bir çok defa evlendiğinden, kadınların da ona hayran olduğundan oluşmuşmuştu. Çirkinin teki de olsa bu görgüsüz adamın peşinden bırakılan kadınları ayrılmamış ve onu tekrar elde etmek için adeta savaşmıştı. Hayretler içerisindeki halk da, hangi değerinden ötürü o kadar sevildiğini anlayamamıştı, belki de o yüzden onun ismini folklor kültürüne taşımışti. Günümüzde çok defa evlenen ve kadın nüfüsünü etkileyerek baştan çıkaran erkekleri "Alaugan" takma adla anımsarlar.
(Halk bilgilerine göre bu şahıs Hurzuk veya Uçkulan'da 16. asırda yaşamıştı).
Katınköl. Nazik ruhlu, kırılgan, gözyşı yakın erkek.
Katınçı. Çapkın.
Hırıu. Bataklık suyu üzerinddeki "kurbağa yosunu".
Konnur. Karışık solgun bordoya çalan renk. Örnk: "Konnur at", "konnur kumaç". Yüzü hastalık sonucu buruşuklanmiş insana da "konnurbet" denir.
Talğır. İki rengin sıralanmasından oluşan renge "talğır" denir. (Örneğin: Zebra).
Kolan.Farklı rekleri birarada buluşturan renge "kolan" denir.
Çubar. Bir temel rengin üstünde küçük lekecikler şeklinde yuvarlak noktalar gözlenen renge "çubar" denir. "Örneğin. "çubar tauk", "çubar at", "çubar kumaç").
Kulunnur. Zevksiz renk karışımı "kulunnur" rengini oluşturur.
Kök. Mavi. İkinci manası- Gök.
Köksül. Mor.
Mor. Koyu kahverengi.
Ak. Beyaz. İkinci manası- Süt ürünleri. Üçüncü manası-Saçın beyazlaması.
Kara. Siyah.
Sarı. Sarı.
Caşil. Yeşil.
Eman betli. Süt kahve rengi.
Mastık. Kafkas türklerinin Adığ (Çerkes, Kabartay, Ubıh) aile boylarına verdikleri lakap. (15. asırda Osmanlı donanmacı Gedik Ahmet Raşa tarafından Yunan bağımlılığından koparıldıktan sonra, kısmen Osmanlı'ya götürülmüş, kısmen de Küzey Kafkas bölgesine yayılmışlardı. Zor şartlarda yerli Türkler'in sürülerüni basarak geçinmek zorunda kalmışlardı. "Mastık" (Kiçiü) lakabı da ondan verilmişti. Ana manası "el mantarı"(Kiçiü). Soyut tarzdaki anlamı-"sürü hırsızı"). (Kaynak: Kızılbekler'le Mastıklara ilişkin tüm şarkı-efsaneler. "Karaçay Halk Cırla", "Çokkanı haparları", "Çöpelleü", Folklor).
Kızılbek. Abaza haydutların M.S. 15-17 asılarda onların Küzey Kafkas topraklarına yayılması sırasında Türk'ler tarafından takılmış lakabı.
Amanat. Emanet. Bir başka manası- Hun Türkleri'nin Nart boyunda birbirinin erkek çocuğunu büyütme ve eğitim verme töresidir. "Amanat" savaş durumdaki tarafların barışması simgesi olarak da verilmişti. "Rehin" anlam olayı yansıtamıyor, zira "amanata" kendi yakınlarından üstün bakım sağlanmış, üstüne toz konmamıştı. "Amanat" şerefi bir görevdi. Nart-Karaçaylılar'da 20. asrın 60 yıllarına kadar gözlenmekteydi, günümüzde ise tarihe karişmaya yüz tutmuştu.
Cankır. Kırıcı kişi. (Örnek: "cankır adam-camağatha"..).
Calkau. Çalışmak istemeyen, sorumluluk taşımayan, hafif kişilikli insan.
Kımarğa. Çalmak. Hırsızlık yapmak.
Kımğıç. Küçük miktarda hırsızlık yapan hırsız.
Senmençi. Esprili sözde kullanılır. Anlamı-"araştırmacı" "inceleyici".
Aralaş. Kısa süreli acil durum değerlendirilmesi toplantısı. (Örnek: "halk- kuuğunda, can-tarbuunda, han-aralaşda, Candoh da katın dıgalasda".(halk bela haberiyle sarsılmış, can dört taraftan sıkışmış, han acil görüşmelerde, Candoh da kadın bulma derdinde).
Cıyılıu. Toplantı.
Kenneş. Danışma toplantısı.
Betleş cıyılıu. Yüzleşme toplantısı.
Törelik. Törrelik sarkıu. Suç ve ceza nedenli halk toplantısı.
Torsuk. Süslü at eyer.
Cer. Duniya. Dünya.
Koruk. Kalkan.
Tentek. Açıların ağırlığına dayanamadan çökmüş, serseriye benzemiş kişi.
Ser. Hafizası zayıf kişi. İhtiyar.
Sayau. Kasatura.
Kübe. Zırh.
Cıgıra. Yenilebilen ot. İkinci manası - çok yakın "can dost" (orta halk kitlesi sözü).
Tos. Gizli sevgili. Cinsel partner.
Nöger. Arkadaş. Dost. (üst sınıfın sözü).
Arkadaş. İş arkadaşı. (aşağı sınıfın sözü).
Şoğay. Arkadaş. (askeri sınıfın sözü).
Kündüş. Zehirli ot.
Özenni. Özengi.
Özek. Ağacın bitkinin sapının içi. ( Örneğin: kankal temizlendikten sonra yenilebilecek sapı "özek" sözüyle belirlenir).
Tigim. İkram.
Kutuk. Kel adam. Kuyu.
Zukku. ters bakan kişi.
Hay-hahay1. Bela çığlığı.
Uluuk.. Hep uluyan köpek. Hayatından devamlı şikayetçi kişi.
Sermeş. Duelo.
Ölüm sermeş. Kırıu sermeş. Ölüm sonucuna kadar savaşma kararı alınan duelo. (Genellikle askerleri birbirine mahveddirmek istenilmemesi durumda, asker başkanları dueloya çıkmış, yenilen taraf da savaşı kaybetmiş sayılmıştı.)
Bıtdır. Beter. " Ol andan bıtdır" (o ondan beter) anlamında kullanılır.
Gılca. Yaşlı inek.
Kurşalak. Abluka.
Goliya. Nemli pislik tanımlanmasında kullanılır. (Örneğin: "başına goliya" (başına bok yapışsın).
Alaşa. İşci at.
Bolat. Demirin paslanmaz hali.
Gül. Çiçek.
Çeçek. Çiçek hastalığı.
Roza. Gül.
Lana. Orkide.
Cankoz. Kardelen çiçeği.
Tac. Tac.
Onnur zaman. Sonbahar tabiatının solgun dönemi. İnsan ömrü hakkında da kullanılır.
Küysümmegen. Başkasını yeterice asil saymayan ve kendine layık görmeyen.
Tınçığan. Bozulan, koku yaymaya başlayan.
Caş. Oğul. Delikanlı. Genç. Yıl. ( Örnek: "caş kelse caşau carğa tartar"... ( yaş gelince hayat uçuruma doğru çekert); "Caşlıkda-acaşıu, kartlıkda-caraşıu" (gençlikte yanlış, yaşlılıkta uyum) vb.
Ulan. Ul. Oğlan.
Közcaş. Cılamuk. Gözyaş.
Armau. Tam kör.
Köz au. Katarakt.
Ou! Mahvolmuş kişi. Bir sesleniş.(mal ve itibar kayıbını içerir).
Şau. Ölümle sonuçlanan belayı anlatır.
Hubbegi. Yogurtun içinde oluşan limon rengi sıvı.
Kılık kıymağan. terbiye vermeyen.
Emina. Salgın hastalık.
Colay haparı-toğay. Colay diplomatik üstü örtülü konuşmakta uzman. (Burada Colay isim "her hangi birisi" anlamında okunmakta).
Ençiler. Benimser. Kedini ilan eder.
Sıy. Saygı. Geleneksel itibar.
Karan. Bitki vermeyen kısır yer. Lilit gezegenin ismi.
Kaş kermez. Gülümsemez.
Küntiymez. Hiç bir şeye dayanamayan, kendini özel kategoride tutan kişiler bu sözle tanımlanır ve deyiş bir miktar alay içerir.
Buğoy. Dağlardaki ebedi buzların arasındaki çatlaklar. Kalenin ateş pencereleri.
Közleü. Gara. Su kaynağı.
Satan ariu. Etrafına nur saçan güzel.
Satan Ay. Etrafına nur saçan ay. ("Satanay" "Nart Efsaneleri'nde" kadın kahramanın ismidir).
Ezek. Ezgiç. Ezici alet veya zülümkar kişi.
Tılmaç. Simultine tercümanı. Tercüman.
Tıyğıç. Suyun veya gücün önünü kesen yapıt veya kişi.
Tıkğıç. Tıkaç.
Toğay hapar. Bitmek bilmeyen konuşma.
Dolay hapar. Fantezi ürünü gülünç hikaye.
Harh hapar. Fıkra söyleişler.
Çam. Şaka.
Nakırda.Gencin kıza aşkını bir orijinal espri şeklinde belirtmesi.
Çuu hapar. Gezginin haberi.
Kiyiz. Keçe kilimi.
Kuu bolur. Nesil bırakmadan yok olur. Toprak bitim vermez olur.
Tala. Ova.
Salkınlık. Şemsiye.
Kalkınlık.Suda batmamak için kullanılan kare şeklindeki ağaç yapıt.
Kelbet. Kılık. (Ruhsal ve fiziksel değerleri içerir).
Kuat. Svimlilik.
Közcanmaz. İsteksiz, düşük enerjili kişi.
Tot. Pas.
Hal. Hal.Durum.
Tıyın. Kürk.
Mukkur. Kambur.
Kara kün. Bela günü.
Sökgen. Karalayan. İkinci manası-bir şeyi sökmek.
Tişiden tişi. Erkeğe hakaret sözü. Anlamı "dişiden dişi", erkekliği şüpheli".
Artı bla korkutur. Genellikle gelinler hakkındaki konuşmalarda kullanılır ve "doğurucu yeteneğiyle aileye yerleşip kalır" manada, hafif alaylı bir hava taşımaktadır. Satıraltı tercümesi- "kıçıyla ürkütür".
Colda kalmaz. Yolda kalmaz.
İnnet. Niyet.
Kucur. Tuhaf.
Kuturur. Kudurur. Ata sözünde şımarıklıktan delirir anlamında gelmektedir.
Ölecek.Hephastalıklarından basedip duran, kendini zayıf göstermeye meyelli kişi. Karamsar.
Uru. Çukur. İkinci manası "hırsızlık."
Canı cannan. Canı yanan, üzüntü yaşayan.
Calbarğan. Yalvaran.
Kerekli. Beyinsel ytersizliği olan kişi, tuhaf davranışlı insan.
May eterge. Yağlamak. Süt ürünlerin booluğunu sağlamak.
Namıs-bet. Namus. Vicdan.
Kırılıb barabız namıs üçün, bet üçün. Mahvolmaya yüz utmuşuz namus ve vicdan eksikliğinden.
Batıul. Bataklık. Suyu yenilenmeyen, dibi btaklığa dönüşmüş göl, derin çeken su.
Aş orun. Mide.
Hur dert. Ağır ve süreli intikam.
Baş. Kafa. "Birincikişi", "başkan", "önder" , "üstün" nlamlarında da kullanılabilmektedir.
Madar. Çare. Acil problemi çözme çaresi.
Amal. Çare.
El sarkar. Köy (halk) akın eder.
Sarın. Cenazede kadınların ağlayışı.
Auruğannı töşeginde sau ölür. Satıraltı tercümesi"-Hastanın minderinde sağlam ölür". Soyut tarzdaki manası-"Kimin ne zaman ne olacağını kimse bilemez".
Açıu aşar. Blayala beslenir. (acı yaşar anlamında).
Bal-calan. Bal yalan.
Öt-kerti. Öt doğru, gerçek.
Biy. Asil.
Cabıu tabılmaz. Üstü örtülemez.
Er. Koca. Erkek.
Erkişi. Adam.
Bet cerge karar. Yüz utanır.
Balauz. Tatlı dilli kişi. Burç ismi.
Dert. İntikam.
Öç. Yarışmada birinciye verilen ödül. İkinci manası- rakibine onun yaşattığı acıyı yüzüne vurmak ve içini rahatlatmak. (Örneğin: "öçün alğan edi" (yaptığını ona ödetmişti); "ol çarsda öç aldı" (o yarişta ödül aldı).
Talırğa. Yorulmak.
Sır. Soyun geleneksel itibarı. Halkın, kişinin mazisi.
Sır açarğa. Kapalı bulunan, soya, aileye, kişiye ait sırrları açığa çıkartmak.
Bilim-bilek. Bilim destektir.
Süyünüu. Sevinç.
Kan ız tartar. Kan izi çizer. Soyut tarzda "uzun vadeli kan düşmanlığını oluşturur" manada okunmaktadır.
Betden-laudan. Yüzüne ipek.
Erni bil. Erkeği tanı.
Catağan. Uykusever, tembel, rahatına düşkün şahıs.
Kul. Erkek köle.
Karauaş. Kadın köle.
Cumuşçu. Hizmetçi. (bağımsız kişi).
Genca tay. "Genca" cinsi tay.
Kem. Eksik.
Şağat cenmez. Şahit döndüremez, saptıramaz.
Urğu cılan. Kobra. Zehirli yılan.
Kabçık. Deri çuval.
İçten tüyüm. Gıptalı, olumsuz duygular dolu kişi.
Şat. Muhtar.
Talannan. Hayvan veya bir insan (topluluk) tarafından fici şekilde saldırı yaşayan kişi.
Sarıubek. Ejderha.
Celimauz. Nart Mitolojisi'nde "ay'ı yutan ucube".
Tulpar. Doğuştan kudretli bedeni olan kişi.
Art bolmaz. Arkada kalmaz. Küçümsenmez.. Gözardı edilemez.
Haua sathan. Dolandırıcı.
Kara tanığan. Okumayı bilen.
Kara kıyğan. Yazmayı bilen. (Eskiden cazarğa(yazmak) sözü bir maddenin hafifletici girişimini veya teselli anlamında kullanılmıştı. Örneğin: kölümü cazdı (gönlümü rahatlattı); tılını caz da hınkel et (hamuru aç da makarna yap), yazmak(cazarğa) anlamında ise kara kıyıu kullanılmıştı. Kara kıyğan ğünümüzde tamamen kullanım dışı kaldığından, sözün manasını bir örnekle hatırlatalım: Ol karatanır, karakıyar ulludu, da Bekir uluna tilekçi bolub barayık.(O okuma yazma bilen büyüktür, ona rica etmek üzere gidelim...). (Kaynak: Şarkı-efsane Kırımşauhal. Folklor.)
Calka. Yele.
Cılkı. At sürüsü.
Sürüu. Küçük baş hayvan sürüsü.
Tuar sürüu. Büyük baş hayvan sürüsü.
Kıjğıl. Böcek veya düşman çokluğu.
Kirtaban bolur. Köle olur. Düşük seviyeli olur. (Satıraltı tercümesi- "kirli tabanlı olur").
Tegene. Yalak. Hayvanın beslendiği ağaç yapıt.
Talandırır. Hayatı alt üst eder. (Satıraltı tercümesi- "vahşi hayvan saldırısına uğrarcasına mahveder").
Dünyağa aytılır. Şohretli ünlü olur.
Uzak körür. uzağa körür. Ata sözünde "geniş görüşü olur" manada gelmektedir.
Küç ceter. Zor durumda kalır.
Tönnek. Beden. İkinci anlamı-ağaçın parçalandığından sonra en kalın yeri. Kök üstü kütük.
Talk bolur. Kökten sökülür, mahvolur. (Bu deyiş ssdece milletle ilgili kullanılır).
Halknı çüyürtür. Halkın nefretini kazanır.
Urğuç. Vurucu alet. Soyut tarzdaki manası- "Salsırıcı."
Buuğuç. Boğucu.
İç aşar. İçini yer. (Canını ruhunu yıpratır).
Gakgıda tük izlegen. Çok titiz, paranoya derecede titiz.
Subay. Zarif.
Ket derigin!.. Kibirli alçaltıcı sesleniş. Küfür niteliğinitaşır.
Tiş tutmağan. Karşılık vermeyen.
Eliya. Şıbıla. Kök çartlağan. Şimşek. Yıldırım.
Zaman cıkmaz. Zaman silemez. Ebediyen unutulmaz.
Töş. Tavuğğun göhsü (beyaz et); ikinci anlamı-demir aletleri keskinleştirmekte kullanılan törpü, üçünçü anlamı-çevreye göre biraz kabarık, yüksek yer.
Oyumla. Defalarca düşün.
Oyuula. Resim yap, resim yerleştir.
Oyla. Kulak ver. Dikkatini çevir. Kafana ssok analamlarda kullanılır.
Oyma. Temel maddeden parça koparılarak işlene tablo,( resim).
(Nart-Karaçaylı'lar genellikle ağaç, taş, kemik, ve çeşitli metaller kullanır). Resmin Türk ismi "Oyma surat".
Küysüz. Soysuz. Asaletsiz. Değersiz. Düşük kaliteli. Şahsiyetsiz.
Küysünmegen. Kimseyi kendine denk görmeyen.
Keri keter. Uzağa gider. Aata sözünde "uzaklara duyulur" manada gelmektedir.
Tabalık boldu. Lanetlik oldu. Üzerinde lanet tuttu. Tanrı cezasını verdi. Haksızlığınna kendisi uğradı.
Gırcın. Köy ekmeği. (Kalın bazlama, kalın pide şeklinde yapılır).
Kolu tirek. Kudretli el. Eli kolu uzun denilen kişinin tanımlaması. Her işe yatkın el.
Kolğa üretilgen. Ele alıştırılmış. Elden beslenen hayvan veya devamlı allmaya alışmış almayı da hak bilen şımarık kişi.
Murdağann. Katilin katili. ( Çok eski sözdür. "Eresey ulu Bursalay" denilen hikayede geçmektedir. " Hey murdarın murdağanı Eresey ulu Bursalay, alay kele edi da tört canın talay, ne cırtayım deb a töğerekge karay, şugut közleri bıla da, da taunu taşnı maray... ("Hey katilin katili Rus oğlu Bursalay, da öyle geliyordu ki dört tarafı dalayarak, ne koparabilirim diye etrafı gözleyerek, gaddar gözleriyle de dağı, taşı nişan alarak...") Kaynak: "Hasauka Aytıula" İ. Semenov. Arşiv materyalleri).
Oydam bolur. Adı çıkar. Rezil olur. Dillere düşer.
Keçmekik. Aff.
Dau salma. Davacı olma.
Perdan. Uzun basit, tek kurşun takılıcı silah.
Bet çığar cer. İtibarının yükseleceği ortam.
Çömeltayak. Boumerang.
Hoynuh. Küre.
Ihtırılğan. İtilen. Kovulan. stenmeyen.
Çal adam. Saçı beyazlamış insan.
Ullaul. Çok eski bir sözdür. Anlamı-"yükselme". (Örneğin: "caşlık - ullaul, kartlık-talaul"(gençlik-yükselme, ihtiyarlık tükenme. Halk sözü).
Talaul. Maddi manevi kayıba uğrama.
Küy. Asilliğin tanımı olarak asillerin ismine katılan takma. (Hun dönemi. Kaynak: İakinf. "Skazaniye o narodah..."; L.Gumilyov "Hunnu"; "Nart Sözle"-Hun-Karaçaylılar folkloru).
Kün körgen. Hiç yaşamadığı konforlu hayata kavuşan, ağırdan saraya yerleşir gibi hayatı değişen kişi. İkinci manası-"dünyayı gören, gününü gün ederek yaşayan, akıllı, bilgili kişi.
Cemiş. Yerin verdiği niymetler (yiyecek anlamında). Ürün manada da kullanılabilir.
Kündüz çırak candırır. Her şeyse zevksiz, komik bir bolluk degilemeye başlar. Satıraltı tercümesi-"Gündüz ışık yakar", fakat deyiş başta getirilen soyut anlamında kullanılmakta ve anlaşılmaktadır.
Hıyanat. İhanet.
Kütey ulu. Çobanın oğlu.
Cılauluk. Ağlanılacak durumdaki kişi. Karamsar manada da kullanılmakta. Satıraltı tercümesi-"ağlanılacak".
Cılauk. Her ağlayan kişi, çocuk.
Atasın atasın anasın aytdırır. Babasını annesini küfürle andırır. Küfür ettirir.
Tin. Ruh. Manevi varlık.
(Bazı halk deyişlerde "aman tin tuthandı" (kötü niyet beslemiş) anlamında da, cümle manasına bağlı anlam değiştirerek da ).
Tamçı. Damla.
Çırahtan. Meşaleler, mumlar koyulan yüksek ağaç veya metal yapıt.
Çakğıç. Otluk Taş. Çakmak. Çakmak taşı.
Çakmak. Karışmış saç, yele vb.
Keme da miner kayıkğa. Gemi de biner kayıkğa. Anlamı soyut tarzdadır. "Gemi de kayıkğa muhtaç olur" olarak anlaşılır.
Ullu köllü. Kötenli. Kötenekley. Kendi üstünlüğünü vurgulayan kibirli. Kibirli. Kibirlenme.
Kölden urulur. Gönlünden çarpılır. Alçaltılır.
Külkülük. Kahkahalık kişi.
Tohana. Saray.
Kün çıkğan. Doğu.
Kün bathan. Batı.
Kadır. Katir.
Ullayır. Yetişkin olur, olgunlaşır.
Kartayır. Yaşlanır.
Kartın athan. Yaşlısını bırakan.
Coldaş. Yol arkadaşı. Eşit arkadaş.
Kozğalır. Ayaklanır.
Sıyın asıb tutar. Kişiliğine ve itibarına leke düşürmez. Şanını (ününü) korur.
Uzun caşar. uzun ömürlü olur.
Tüzge cak. Haklı taraftarı. haklıya destek, arka.
Huyu. Kuyu.
Tiline-tiline. Sllana-sallana, ne yapacağını bilmeden, olumlu bir fikir üretmeden yaşayan (gezen) kişi hakkında söylenir.
Tirile-tirile. Düşe-kalka yine de hep ayakta kalmayı başaran, ilerleyebilen kişi hakkında söylenir.
Campak. Ters yapılı yüz kemiği veya kişiliği gözlenen insan.
Kölkaldı. Küskü. Hafif küskünlük.
Cumuk. Yumuk.
Cumukköz. Yumuk közlü.
Palah. Bela. Trajik olay. Kötü haber de "palah hapar" olarak söylenir.
Dariy cayılır. İpek gibi serilir. (süper iyi davranışlı olur anlamında).
Calka kayırır. Yle kaldırır. Yüz tutar. Baş kaldırır.
Art bulğar. Kıç sallar. (Birisini küçümsediğini gösteren bir düşük hareket).
Taban basar. Ayak alta alır. Büker, aşağılar.
Tensinnenin. Dost saydığın.
Aldanırğa-taşçığa. Kandırılmak için falcıya.
Hırtlanırğa. Eleştirilmek için. Eleştirilmek.
Şibijiburun. Herkese saldırmaya meyelli, sert dilli kişi.
Cez. Pinç metal.
Sözlük bolur. Dillerde dolaşır.
Muşuldauk. Mişildayıcı.
Min cılar. Bin ağlar. (her ağlar).
Işannanından cılar. Güvendiği tarafından ağlatılır.
Köl salmaz. Canı ısınmaz, eyrleşemez, bağlanamaz.
Çın temir. Paslanmaz demir (bolat).
Baş urub caşağan. Birisinin emrindeki kişi. Baş eğerek yaşayan.
Kalğanna kar cauar. Bırakılan bırakılı.
Cumuş. Birisinin ricası veya emri sonucu yapılan iş, görev.
Talamçı. Genellikle halkı zora sokarak elinden malını alan kişiler veya işğalçiler hakkında söylenen çok eski sözdür. "Casakçı"-vergi toplayıcı bundan daha da adresli ve kısıtlı bir mana içermektedir. "Casak" kabul edilmiş vergidir, "Talam" ise aniden basıp halkı zora sokma anlamını taşımaktadır. "Yağmalamacı" sözü daha da tanımlayıcı gelmekte. Günümüzde kullanım dışıdır.
Casak. Vergi.
Casakçı. Vergi toplayıcı.
Uşamağan cukmaz. Benzemeyen birleşmez. (cukmaz "bulaşmaz anlamındaki kelimedir. Satıraltı tercümesi- "benzemeyen bulaşmaz").
Kazauat. Savaş.
Toğay kurşalak. Dört taraflı abluka.
Sırkıu. Hayata ciddi davranamayan, biraz şımarık, nankör ve bencil çocuk (kişi).
Casama.Süs.
Kadama. Arka. Destek kuvvet.
Cer tebreniü. Deprem.
Burnu topluk. Burnu şişmiş kızarmış.
Konakbay. Misafiri ağırlayan kişi.
Tıcın et. Kokmuş et.
Cuk caratmaz. Bir şey üretmez. Bir şeyi beğenmez.
Carsıu. Üzüntü. (ağır mana içermez).
Çille çulğar. İpek topunu sarar. (Kelebek anlatılmakta).
Uuçalay. Küçük avcı.
Uuçu. Avcı.
Biçimsiler. Kurallar tutkunu olduğunu sergiler.
Calan culçu. Heyin pahasına olursa olsun her durumdan sıyırılabilen kişi.
Arağa arık tartar. Mesafeli durur. Satıraltı tercümesi-"araya dere koyar".

: [1] []
 

:
: 

: ( )

:

  URL